20 Mart 2019 Çarşamba

Iyyyy Yaoi mi o??? Yaoi / Shounen Ai Önyargısı Üzerine Kısa Planlanıp Destana Dönüşen Bir Yazı

Yohharoooo!!!
Ben geldi!!!!



       Bu sohbette bir anime türünden bahsedeceğim. Aslında amacım var olan ön yargıları kırmak değil. Tabii birçok ön yargıya da değineceğim ama aslında sevenlerin neden sevdiğini açıklamaya çalışıp günümüz heteroseksüel ilişkilere ufak eleştirilerde bulunacağım.

      Öncelikle nedir bu yaoi

      Yaoi, çoğunlukla cinsel içerik barındıran erkek erkeğe romantizmi konu alan bir anime ya da manga türüdür. Shounen ai dediğimiz şey ise bunun daha masum kıvamda olan erkek homoseksüelizmi içeren romantizm serileri oluyor. Tabii yaoi, bazen bir pazarlama stratejisi olabilir :D Mesela Gintoki için öyle :D Anime satışlarını arttırmak için bu kadar kafa yoran başka bir ana karakter gördünüz mü :D 



     Yaoi kendi içinde de bir çok terim barındırmakta. Çok ayrıntıya girip sizi gereksiz bilgiye boğmayayım ama en azından seme - uke terimlerini bilmeniz gerekir. Seme partnerlerden dominant ve normal cinsel ilişkide erkek rolünü üstlenen kişiye, uke de kadın rolünü üstlenen kişiye deniyor. Bir çok yaoi fanı shipledikleri karakterlerin hangisinin seme, hangisinin uke olacağı konusunda dünya savaşı çıkarabilir, o derece :D Semeleri genelde iri, baskın, erkeksi tasarlama ukeleri efemine, minyon tasarlama yatkınlığı olsa da bendeniz en çok uke kılıklı semeleri severim :D 





     Bir de omegaverse evreni var ki evlere şenlik. Ona da kısaca değinip geçeyim. Omegaverse, aslında yaoilerle alakası olmayan bir bilim kurgu mangadan alınmış yaoi evreninde almış başını gitmiş bir olay. Yaoiden yaoiye ayrıntılar değişse de temelde bu evrende üç cinsiyet var: Alfa, beta ve omegalar. Genelde alfalar seme rolündeki karakterler, omegalar doğurabilen uke rolündeki karakterler oluyor. Betalar da genelde normal insanları temsil ediyor. Bu evrenlerde genelde alfalar ve omegalar düşük sayıdadır. Omegaların aylık doğurgan oldukları kızışma dönemleri var ve bu dönemdeki bir omega baskın bir alfa tarafından net hissedilir. Feromon olayı kısacası... Bu türün en masum, en güzel örneği: Tadaima Okaeri sanırım. En meşhuru da sanırım Kashikomarimashita Destiny'dir. Ben gene de buraya en sevdiğim omegaverse manhwayı bırakıp devam edeyim: Love is An Illusion!



    Burada bazı şeyleri karıştırmamak lazım. Aslında ana olay romantizm - homoseksüelizm. Bir seinen ya da josei türünde homoseksüel bir karakter görebilirsiniz ki yakın zamanda homoseksüel karakter içeren shoujo bile gördük. Ne olduğunu söylemeyeyim spoiler olmasın :D Böylece bahsettiğimiz ilk ön yargı bu oldu: Her homoseksüel ilişki içeren seri yaoi/yuri ya da shounen ai/shoujo ai değildir. 

     İkinci ön yargıdan hemen bahsedelim: Yaoilerin ana konusu erotizm değildir. Evet, kabul: Yaoilerin prototipi diyeceğiniz bir çok örnekte erotizm doruklarda yaşanıyor ama ana konu erotizm değildir. Konu olarak çok orijinal yapımlar vardır ama her şeyden öte birçok yaoi ağır bir psikoloji işler. Bu psikoloji sadece homoseksüellerin dünyaya bakış açısı ya da homofobik insan - homoseksüel insan çatışması şeklinde değildir. Karakterlerin kişilikleri, geçmişi ve birbirleri ile ilişkisinin çok derin işlendiği seriler vardır. Gene de erotizm konusunda hentailere kafa tutacak içerikler var, evet. Bu konuda itirazım yok ancak yaoilerin hitap etmesi gereken kitleye (dikkat edin, etmesi gereken diyorum) bakarsak çok da affedilemez bir şey değil.

      Bir diğer ön yargı: Yaoileri sadece homoseksüeller okuyup izlemez. Aslında epey geniş spektrumlu bir kitlesi var ama en çok +18 yaş kadın kitleye hitap ettiği ortada ve bu kadınlar gayet hormonları yerinde fazlası ile heteroseksüel insanlar. Bildiğiniz üzere yaoisever kadın kitleye fujoshi, erkek kitleye fudanshi deniyor. Bu kitle tam bir çılgın!!! Hayranlık konusunda hayal güçleri o kadar ileride ki artık normal yaoi animelerini bırakıp diğer türlerdeki karakterleri birbirlerine shipleyebiliyorlar :D Bunun için iki karakterin birbirine yakın olması şart değil. Ufak bir sahne bile yeter. Mesela:



     Ne çektin bu fujoshilerin elinden be Haikyuu :D :D Haikyuu'dan konu açılınca... Dünyadaki en tehlikeli fan grubu fujoshi Haikyuu grubudur, net!!! Sayıları birkaç milyonu geçse dünyayı fethedebilirler, o derece! Ülkelerin isimleri değişir :D Karasuno Ülkesi :D Nekoma Birleşik Devletleri falan hfgjdhgjsd

     Konuyu çok dağıtmadan demek istediğim şeye örnek mahiyetinde iki görsel paylaşayım. Daha iyi görüntü kalitesinde bulamadım ama bazı Haikyuu fanlarının Haikyuu karakterlerinin sosyal medya hesabı olsa nasıl olurdu fikrinden güzide iki örnek bunlar :D






    Peki gelelim şu meseleye: Bir insan neden yaoi okur, izler?

    Bunu bir fujoshiye ya da fudanshiye hiç sormadım. Çok sık olmamakla birlikte yaoi okurum ve severim. Dolayısı ile neden sevdiğimi sıralayacağım bir nevi.

     İlk olarak yaoilerin çoğunda karakterler çok yakışıklı, zeki ve güçlü kişilikleri olan karakterlerdir. Özellikle çoğu seme, hayata bakış açısı ve ilişkilerdeki tavır ve davranışları ile olgun insanlar olarak resmediliyor. Mantıken iki boyutlu bir çizimde fit bir vücut güzel bir surat çizmenin okuyucuya etkisi düşük derece şahsi fikrime göre. Karakteri yakışıklı yapan tavır ve davranışlarıdır ve yaoiler bu yakışıklılarla dolu. İnsan, benim olamıyorsa gitsin gay olsun mantığı ile yaoi okuyor olabilir :D Bakın mesela Haru. Adam zeki, yakışıklı, saygılı, becerikli, dürüst, güler yüzlü... Tam bir ev erkeği... Bu adam başka kızların olacağına gitsin gay olsun hahahahah




     Tabii işin şakasını geçeyim. Yaoileri neden seviyorum sorusuna ilk cevabım içerdikleri duygu samimiyetidir. Piyasadaki çoğu romantizm-dram, romantizm-komedi, shoujo, josei serisini izlemiş birisi olarak içlerinde derin duygusal ilişkilerin işlendiği çok az seri sayabilirim. Bu serilerdeki ilişkiler genelde çok sığ duygular barındırıyor. Yok seviyor muyum? Yoksa sevmiyor muyum? Aramızda bilmem ne engel var. Yok sen şunu yaptın. Araya giren anlamsız bir üçüncü şahıs yüzünden gereksiz yanlış anlaşılmalar uzayan kavuşamamalar üffff kanssseeeeeerrr!!!!! Zengin, elinden her iş gelen, yakışıklı, geçmişindeki bir travmadan ötürü kadınlara ön yargılı shoujo jönleri ve salaklıkla saflığı birbirine karıştıran ne kadar sade, ne kadar gösterişsiz, ne kadar düz olursam o kadar yakışıklıyı kendime aşık ederim mantığı ile çizilmiş embesil, shoujo kül kedileri hepiniz geberin!!! 
     Zalim davranışlı yakışıklı, saflığı hayrete düşürecek kadar coşan gereksiz konularda anlamsız azimli olan embesil kızımıza aşık olur! Tam kavuşacaklar geçmişten gelen travma tekrar vuku bulur. O çözülür derken üçüncü bir şahıs ortalığı karıştırır. Mehhh ben yazarken yaşlandım siz de okurken yaşlanacaksınız :D Ha tabii bunların istisnası da mevcut. Haklarını yememek lazım...

    Yaoilerdeki ilişkiler genelde böyle değil. Belki de tasarlayanların kişilik yapısındandır bilemeyiz ama karakterlerin davranışları, arkasındaki nedenler daha ayrıntılı işleniyor ve anlaşmazlıkların yanlış anlamaların çözülmesinde iki karakterin de çaba sarf ettiğini görmek, her iki tarafın da ilişkiyi ayakta tutmak için gösterdiği çabayı anlayabilmek okuyucuyu çok mutlu ediyor. Bunun dışında karakterin karşısındaki kişinin de hemcinsi olması sebebi ile yanlış anlaşılmalar kolay çözülüyor ve anlaşmazlıklar uzamadan bitiyor. İki küfürleşip iki yumruklaşıyorlar sonrasında hard bir erotizm hop olay tatlıya bağlanıyor :D Yine şakası bir yana yaoilerde çiftler genelde gri taraflarını birbirlerinin hemcinsi olduklarından birbirlerine çok kolay bir şekilde yansıtıyorlar ve ortaya daha dürüst bir ilişki çıkıyor. Böyle olgun hetero romantizm içeren anime var da biz mi izlemedik? Ha az sayıda olanları izledik, orası ayrı :D 

    İşin bilimsel kısmına değinecek olursak birçok psikoloğa göre hetero ilişkiler homo ilişkilere göre daha fazla pragmatizm içeriyor. Özellikle işi cinsel boyutu bakımından ele alacak olursak hetero ilişkilerin çoğunda üreme güdüsü ön plandadır.  En basitinden "dismenore" denilen kadınların özel dönemlerinde olan uterus kasılmalarına bağlı şiddetli karın ağrısında bile evlenince geçer pragmatizmi vardır. Ülkemizdeki kadınların hemen hepsi anne olabilmek için evlenmek ister. Hor görülse de aldatılsa da yeri gelip şiddete maruz kalsa da ön planda çocuğunu düşündüğü için evliliğini sürdürmeye devam eder. Karşılık bulmayan fedakarlıklarla zamanla duyguları söner ruhu solar. Erkeklerin çoğu da belli bir yaştan sonra babalık iç güdüsü ile evlenir. Bebek masraflarına yetişmek, iş stresi gibi etmenlerden ötürü duyguları sığlaşıp ruhu solar gider. İlişkiye sağlam temelli derin sevgiyle başlanmayınca karşılıklı ihtiyaçlar görüldükten sonra ortada sığ duygular kalır. Tabii hetero evliliklerin başarısızlık sebepleri ile ilgili epey neden var, benim bahsettiklerim ne anlatmak istediğime örnek olsun diye verilenler... Homoseksüel ilişkilerde soy devam ettirme gibi güdü olmadığı için kişilerin birbirlerine duyduğu sevginin daha özel ve daha karşılıksız olduğu düşüncesi mantıklı geliyor. Kimisine göre sapkınlık, kimisine göre hastalık, kimisine göre bir tercih meselesi ancak günümüz bilimi homoseksüelizmi ya da transseksüelizmi hastalık olarak görmemektedir. Bu da antiparantez :)

    Gelelim esas isyana! Örnekle kolay anlaşılır diye size emekle print screen yaptığım bir manga sahnesi paylaşacağım: 









    Manganın adı az önce bahsettiklerimden birisi olan Tadaima Okaeri. Kaynağım manga.tr çevirideki emek de Heterofobia fansuba ait. Emekleri için her iki ekibe de teşekkür ediyorum.

     Manganın bu sahnesinde 1,5-2 yaşlarındaki bir çocuğun homoseksüel ebeveynleri tarafından sevgi konusunda eğitimini görüyoruz. Bu gay bir çiftin evlatlarına gösterdiği sevgiden bir örnek... Bu sevgi işleyişi, bu samimiyet, bu derinlik, bu içinin ılık ılık oluş hissi... Bunları normal hetero ilişkilere aşıladınız da biz mi izlemedik!!!! Neden sadece homo ilişkilerde bu kadar olgun bir ilişki var?

     Sevdiği kadını 400 yıldır her asırda bir reenkarne olmasını bekleyen o kadın için kendi ırkına sırt çeviren Luka'ya "Yuki, bu yüzyılda kadın olarak değil erkek olarak reenkarnasyon olmayı tercih etti. Bu konuda kötü hissetmiyor musun? Sana bir şey söylemek istemiş olabilir mi? Belki de vazgeçmeni istemiştir." dendiğinde "O, bir taş içinde reenkarne olsa da ben yine onu aynı duygular ile sevecektim. Onun hangi beden içinde olduğu önemli değil. Ben onun bedenine değil ruhuna söz verdim. Ona asla ihanet etmeyeceğim." diyen Luka gibi bir karakter shoujolarda boy gösterdi de biz mi izlemedik?

     Bir isyanım da yaoi/yuri gibi serileri sapkınlık olarak görüp her türlü ensest, harem, echhi ilişki içeren serilere bayılan kesime. Yaoi abooo sapık ilişki! Ama gel abisine aşık kız karakterli animelere bayıl. Abooo gay ilişki mi? Daş yağacak! Helak olacağız! Ama bir erkek etrafı her türden zevke hitap eden klişe tiplemeleri olan kadınlarla dolu bir seriye bayıl. Bir tane normal tipte bir kız hafif kuudere modda, bir tane koca memeli abla modunda yaşça büyük daha oturaklı tip, bir tane küçük memeli tsundere, bir tane yaşı muhtemel küçük moe kılıklı sabi sübyan, bir tane eşek şakalarından hoşlanan muhtemelen doğaüstü bir fetiş organa sahip (kuyruk gibi) neşeli tip ohhh al sana harem. Kimin eli kimin cebinde belli değil... Hepsi sümsük, ne istediğini bilmeyen, güçsüz, salak ama güçlenme potansiyeli olan ezik ana erkek karaktere aşık. İzlediği anime listesi bu tarz serilerle dolu abooo yaoi sapkınlık!!! Şimdiye kadar okuduğum hiçbir yaoide çok eşlilik görmedim. Ensest görmedim. Çarpık dünyamın çarpık insanları...



     Velhasıl velkelam ne demek istediğim anlaşılmıştır diye umuyorum. Elbette sağlam temellere dayalı hetero ilişki örnekleri vardır. Ancak hem gerçek hayatta hem de mevcut dizi, film, kitap ve animelerde oldukça fazla yozlaşmış ilişkiler mevcut. Üstelik yeni nesil böyle çürümüş ilişkilerle büyüyor, üzücü....

     Son olarak bu yaoi düşmanlığının en büyük sebeplerinden biride kabul edin fujoshiler, sizsiniz!!! Bir şeye aşırı sempati duymak o şeye antipati uyandırabiliyor. Bazı şeyleri zapt etmek lazım :D Bir fujoshi değilim. Özellikle hetero ilişkilere kin güdecek kadar asla değilim. İdeal bir yaoi okuyucusuyum bence. Her türde olduğu gibi bu türde de seçiciyim. Son günlerde aseksüel olmaktan korkuyor olsam da heteroseksüel bir yaoi okuyucusuyum. Ancak yeri geliyor bazı konularda ben de abartıyorum. Son günlerde fark ettiğim bir şey var mesela: Birbiri ile iyi anlaşan iki erkeği izlemek o erkeklerden herhangi birisi ile flört etme fikrinden daha eğlenceli geliyor :D Düşünsenize: İki iş arkadaşınız önünüzde hoş bir şekilde şakalaşıyor falan. Siz tutup onları birbirine shipliyorsunuz. Haberleri olsa tekme tokat dalarlar hahahah :D Neyse işte, abartmamak lazım :D

      Gene uzun bir yazı oldu ama bence eğlenceli bir yazı oldu :D Başka bir sohbette görüşmek üzere :D 


2 Mart 2019 Cumartesi

Emret Hanım Ağam!!!





                                                                     (Resim Tenjou Tenge/ Natsume Maya)

Merhabalar!

      Bu sohbette sizlere bazı serilerde çizgisini hiç bozmamış bir karakter tiplemesinden bahsedeceğim. Bu tipleme şöyle:

Genelde sarışın,
Genelde bir organizasyonu var ve onun başını çekiyor,
Genelde o animedeki gücün ehli,
Genelde sadık ve anaç,
Ve hemen hepsi sağlam karakterli orta yaşlı sağlam kadın karakterler...
Yani HANIMAĞALAR!!!!

İlk okuyunca ne demek istediğimi anlamayabilirsiniz ama listeyi kontrol ettiğinizde ne demek isteyeceğimi anlayacaksınız. Bu karakterler genelde aynı çizgide her izlediğimizde birbirini andıran ama her birinin aynı zamanda farklı özellikleri ile bizi şaşırtan karakterler. Genelde ana karakter ve tayfasına bir faydası dokunur ve üzerimizde olumlu izlenimler bırakırlar.
İçerik spoiler içerebilir uyarısı yapıp başlayalım bakalım:

1) Integra Fairbrook Wingates Hellsing



Anime: Hellsing/ Hellsing Ultimate
Yaş: 22- 52
Boy: Bilinmiyor
Kg: Bilinmiyor
Kan Grubu: Bilinmiyor
Burç: Bilinmiyor
Seslendirme Sanatçısı: Sakakibara Yoshiko


Sanırım ilk örnekten anlaşılmıştır nasıl bir karakter çizgisinden bahsedeceğim. Çoğunuzun bildiği bir karakter ama kısa bir özet geçelim:
Nam-ı diğer Sir Integra, kutsal bir görevi olan Hellsing ailesinin şu anki başıdır. Temel görevi vampirlerle savaşmak olan bu aileyi yönetmekle görevli havalı, sert ve kişili güçlü bir kadın. Alucard'ın saygısını kazanmış olması onu zaten oldukça havalı yapıyor.

2) Balalaika



Anime: Black Lagoon
Yaş: 35-40
Boy: 178 cm
Kg: Bilinmiyor
Kan Grubu: Bilinmiyor
Burç: Bilinmiyor
Seslendirme Sanatçısı: Koyama Mami

Asıl ismi Sofiya Pavlovna. Aslen Rus'tur. Sovyetler Birliği ordusunda tabur komutanı iken Afganistan'da savaş sonrası ekibi ile ağır yaralanarak Roanapur şehrine gelirler ve Hotel Moskova isimli çeteyi oluştururlar. Seri boyunca adamlarının kendisine olan sadakati ve çetenin gücü net bir şekilde yansıtılıyor. Yüzündeki yara ağzından hiç düşmeyen purosu ve gizemli güçlü çetesi ile hanımağaların başında geliyor açıkçası. 


3) Olivier Mira Amstrong



Anime: Full Metal Alchemist Brotherhood
Yaş: Bilinmiyor
Boy: Bilinmiyor
Kg: Bilinmiyor
Kan Grubu: Bilinmiyor
Burç: Bilinmiyor
Seslendirme Sanatçısı: Soumi Yoko


Açıkçası ben Full Metal Alchemist Brotherhood'u değil ilk seriyi izledim. Ancak ilk seride Olivier Mira Amstrong yok. Bu çok üzücü ve mangası ile bağlantılı bu seriyi tekrardan izleyeceğim inşallah. Ahan da bu kadın yüzünden izleyeceğim. :D
 Kendisini benden iyi tanıdığınızı düşünüyorum. Kendisi Amestris ülkesinin kuzey sınırındaki Briggs ordusunun generali ve Amstrong ailesinin en büyük çocuğu. Gördüğüm videolardan anladığım kadarı ile askerleri ile olan ilişkisi tam da hanım ağa çizgisinde...

4) Gina Paulklee



Anime: Gansta.
Yaş: 48
Boy: 184
Kg: Bilinmiyor
Kan Grubu: Bilinmiyor
Burç: Bilinmiyor
Seslendirme Sanatçısı: Sakakibara Yoshiko (Uwww Integra'nın seiyuusu)

Gangsta.'yı izlememişler için kısa özet: Her türlü pis işin dolaştığı, hımmm tam çevirisini yapamıyorum ama "Twilights" denilen süper insan denilebilecek özellikleri olan insanların yaşamasına izin verildiği ve böylece onların kontrol edilmesine olanak sağlayan bir şehir düşünün. Bu şehirde "twilights" ile normal insanların arasındaki düzeni sağlayan bir loncanın lideridir kendisi. Bu insanlara künye veriliyor ve künye üzerinde güç derecesi mevcut. Kendisinin künyesini biz henüz göremedik anime şirketi battığı için. Gerçi mangası da uzun zamandır gelmiyor sanırım. Çok güçlü ve korumacı bir kadın olduğunu biliyoruz. Bazı sahnelerden lezbiyen olduğunu da görüyoruz kıh kıh kıh.


5) Biscuit Krueger



Anime: HunterxHunter / HunterxHunter 2011
Yaş: 57
Boy: Bilinmiyor
Kg: Bilinmiyor
Kan Grubu: Bilinmiyor
Burç: Bilinmiyor
Seslendirme Sanatçısı: Kimura Akiko / Yokoyama / Chisa

Şimdi diyeceksiniz bu küçük kız neden bu listede :D Görünüşüne aldanmayın bu hatun az önce de belirttiğim üzere 57 yaşında ve gücünü zapt etmediği zaman işte buna dönüşüyor:



Ayrıca şu sahnede kopmuştum :D 



Aslında listede diğer saydıklarım gibi bir grubun lideri falan değil. Ancak diğer kriterlere göre bu listeye gayet güzel giriyor. Ayrıca parti kursun oy verelim :D Güçlü, aklı başında ve çok başarılı bir eğitmen. Nen eğitimindeki tecrübelerine bakacak olursak bir tabur öğrencisi zaten vardır.


6) Tsunade



Anime: Naruto / Naruto Shippuuden 
Yaş: 51
Boy: 163,1 cm
Kg: 48,9 kg
Kan Grubu: B
Burç: Aslan (2 Ağustos)
Seslendirme Sanatçısı: Katsuki Masako (Kendisini yakından tanıyın, çok tatlı bir sanatçı :) )

Tsunade, birinci hokage'nin torunu ve tıbbi bir shinobidir. En son yapılan büyük Shinobi savaşında efsanevi shinobi Hanzo tarafından Sannin olarak övülmüş üçlüden birisidir. Beşinci Hokage olarak bilinmekte. Kendisini şanssız bir insan olarak nitelendirmekte ve geçmişi gerçekten üzücü. 20'lerinde görünmesi çok hoş :D Kişiliği, yöneticiliği, anaçlığı ve geçmişi ile benim için özel bir karakterdir. Bu listede olmayı fazlası ile hak ediyor. Parti kur, oy verelim reyiz!!!!



Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Varsa sizin ekleyecekleriniz, konu altında belirtmeyi unutmayın :)